Blogumun ikinci yazısına direkt bir eleştiri ile başlamak istemezdim ama bugün gündemde görünce yazamadan duramadım.. Özgür bir coğrafyada yaşadığımızı düşünüyorum ve her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi benim de eleştirme hakkım var!
Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın verilerine göre ortaya çıkan gerçek. Verileri incelemek için Linke Tıklayıp indirebilirsiniz.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Bütçesinden daha fazla bir bütçeye sahip. Ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 3 kat, Ticaret Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ise yaklaşık 2,5 katı bir bütçeleri var.
işin komik tarafı; adamların 130 milyarlık bütçelerinin, 110 milyarı personel gideri, 13 milyarı ise bu personele ait SGK ödemesi. Yani her yıl 123 milyar liralık bir personel giderleri var. Bu personelin kullandıkları lojmanlar, sarf ettikleri elektrik, su, vb. gibi giderler hariç..
Mesela Koskoca Tarım ve Orman Bakanlığının 438 milyar lira bütçesinin 58 milyar lirası personel gideri iken, en ufak bir katma değer üretmeyen ve tek gündemi “kireçli suyla abdest alınır mı?”, “babasının öz kızına şehvet duymasının haram olmaması” gibi saçma sapan sorular olan Diyanet’in; binlerce mühendisin, veteriner hekimin, teknikerin, teknisyenin, memurun, işçinin, saha bekçisinin çalıştığı bir kurumun 2 katı büyüklüğünde bir personel giderinin olması gerçekten akıl alır gibi değil.
Bütçede dev bir kara delik var ve kimse gıkını çıkaramıyor. bu adamların “Hizmet içi Eğitim” adı altında Antalya’daki 5 yıldızlı dinci otellerinde 3/3 harcırah alarak ezdikleri paralar bu tutarın dışında. okullarda, öğrencilerin kullandıkları tuvaletlere sıvı sabun koyamayan, kanser hastasının tedavisinden kdv alan, bir araç alırken bir araç parası da vergi alan devlet, ne hikmetse bu kurumun savurganlığı karşısında dut yemiş bülbüle dönmüş durumda.
Takdir, gramla peynir alan YÜCE MİLLETİMİZİN.
Vesselam