; charset=UTF-8" />
    

Hepsi Birer “İnat” eseri..

  İster dünyada, ister Türkiye’de olsun, her alanda olduğu gibi otomotiv dünyasında da “inat uğruna” marka sahibi olanlar, model üretenler, üretici haline gelenler, başaranlar ya da “çakılanlar” anlatılır hep. Bu hikayeler arasında sonu hüsranla bitenler de vardır, “mutlu son” ile bitenler de. Hatta günümüze kadar gelenler bile… İşte o otomobil hikayelerinden bazıları..

Otomotiv dünyasında yaşanan büyük inatlaşma öykülerinin belki de büyük bir bölümü, her ne hikmetse dönüp dolaşıp Ferrari-Lamborghini hikayesine gelir. Zira anlatılanlara göre Ferrari’nin fikir babası rahmetli Enzo Ferrari, o geçilmez siniri ve aksiliği sayesinde pek çok kişiyi firma patronu, üretici ve model sahibi yapmış.

 

 
Bunlardan belki de en bilineni, bugün süper spor otomobilleriyle Ferrari´ye ciddi rakip olan Lamborghini otomobillerinin yaratıcısı, babası Ferruccio Lamborghini ilgili anlatılandır. Nitekim traktör imalatçısı olan Ferruccio Lamborghini, spor otomobillere ve mekaniğe aşırı düşkündür. Garajında pek çok spor otomobil vardır. Elbette Ferrari de. Ancak kullandığı Ferrari´lerde hoşuna gitmeyen bir yön vardır.
Debriyaj parçalarının bazıları, kendi traktörlerindekilere benzeşmekte ve dayanıklılık sorunu yaratmaktadır. “Bu, Ferrari´ye yakışmıyor” der. Bay Enzo Ferrari cevabını patlatır: Ferrari´yi eleştirmek bir traktör üreticisine düşmez!.. Buna bozulan Ferruccio Lamborghini, “Ferrari´den daha iyi bir Ferrari” yapmak için kolları sıvar. Hemen çalışmalara başlar. Ferrari´nin eski mühendisleri Gianpaolo Dallara ve Bob Wallace´ı yanına alır. Lamborghini markasının doğuşu da böyle başlar.

 

 

 

Tabii Ferrari´nin “mal sahibi” yaptığı tek kişi Lamborghini değildir. Nitekim Lamborghini ile birlikte ilk modelin yani 350 GT´nin geliştirilmesinde rol oynayan Giotto Bizzarrini de eski bir Ferrari mühendisidir. Hem de patronuyla tartışıp ayrılan ve kendi otomobilini üretmeye çalışan biridir. “Bizzarrini” markasıyla az sayıda ancak ses getiren otomobiller imal eder.
Ortadan motorlu ilk İtalyan spor otomobili “ATS 2500GT”, Ferrari´nin 1961´de kovduğu Girolamo Gardini ve arkadaşları tarafından imal edildi. Bayan Ferrari´nin şirket işlerine karışmasından dolayı durumu Enzo´ya bildiren ve azar işiten Gardini ve beş arkadaşı, patrona istifalarını verir. “Saray ayaklanması” diye anılan bu olay sonucu hepsi kovulur. Onlar da gidip kendi araçlarını üretmeye başlar. Tabii başarıları uzun sürmedi.

 

 

 

 

 

 

Ferrari kaynaklı bir başka inatlaşma hikayesi de, Amerikan devi Ford ile ilgilidir. O dönemlerde mali zorluklar yaşayan Ferrari´ye Ford´tan teklif gider. Enzo Ferrari, hemen hemen her konuda Ford ile anlaşır, ancak imza aşamasına gelmişken cayar. Ford bunun üzerine Ferrari´ye, özellikle de 24 saatlik Le Mans yarışlarında rakip olacak bir araç geliştirmeye başlar. Geçtiğimiz yıllarda “GT” adıyla da üretilen “GT40″ böyle doğar. Başarı hemen gelmez. Mustang büyücüsü Carol Shelby devreye girer. Yeni motorlar geliştirilir ve GT40´ın zaferleri sonrasında gelir.

Ve son olarak Türkiye tarihinden bir örnek…
Otokar´ın ilk kurucusu olan İzzet Ünver, Magirus Deutz lisansıyla otobüs üretirken, elinde kalan motorları değerlendirmek amacıyla küçük bir minibüs imal eder. Prototip ana firma tarafından kesinlikle reddedilir ve “Üretilemez” cevabı gelir. Ancak Ünver, onay gelmesini beklemeden satışa bile başlamıştır. Şimdi yollarda gördüğünüz Magirus minibüsler, işte böyle yaratıldı.

Yorum Yapın

Son Yorumlar

admin demiş ki;

Rica ederim. Yardımcı olduysam ne mutlu...

admin demiş ki;

Eyvallah sağolasn...

saltuk demiş ki;

teşekkürler adamım gerçekten işlevli bir payLaşım ...

Serhat demiş ki;

yeni domain,yeni site.Hayırlı olsun abi....

İstatistik

Reklam